İş Hayatında Başarı Şule Nur Uğur

Başarılı Olmak İçin Vazgeçmen Gereken 34 Şey

Yeni CV örneklerini incele

Daha başarılı olmayı mı hayal ediyorsun?

Her insanın hayatında başarılı olma ihtiyacının son derece önemli olduğu belli bir nokta var. Bu zamanlarda, sıklıkla yaşamlarımıza eklememiz gereken becerilere ve iyi alışkanlıklara odaklanıyoruz.

Bunu hepimiz yapıyoruz, değil mi?

Fakat gerçek şu ki başarılı olmanın anahtarı sadece becerilerde ve iyi alışkanlıklarda değil, aynı zamanda bizi durduracak şeyleri anlama ve bırakma becerilerimizde yatmaktadır.

Seni hedeflerine ulaşmaktan alıkoyan şeylerin farkında mısın?

İşte daha başarılı olmak için vazgeçmen gereken şeyler:

1. Beş dakikayı boşa harcamak.

Boş olduğun beş dakikalık bir zamanın olsa, o beş dakikalık süreyi nasıl harcarsın? Çoğu insan bu beş dakikalık boş anı bulduğunda dinlenmek veya tembellik etmek için bir bahane olarak kullanır.

Her gün beş defa beş dakikalık ara verip o arayı tembellik yapmak için kullandığımızda günümüzün 25 dakikasını boşa harcamış oluyoruz. Bu yılda 9,125 dakika (25x365) demek. Fakat ne yazık ki zamanımızı bundan çok daha fazla boşa harcıyoruz.

Periyodik olara verdiğimiz beş dakikalık molalarımızı nasıl harcayacağımız, hayatımızda ne elde ettiğimizi ya da ne elde edeceğimizi belirleyen bir faktördür. Çünkü her küçük şey bize az da olsa bir şeyler kazandırıyor.

O yüzden neden zamanı boşa harcamayı normal bir şeymiş gibi gösterelim?

2. Ufak paralara değer vermemek.

Bir liranın kıymetini bilmek ve anlamak, zamanın ne kadar önemli olduğunu anlamakla aynı şey. Düşüncesizce bir lira harcamak büyük bir şey gibi görünmeyebilir ama aslında düşündüğümüzün tam tersi. Ufak bir hesap yapıldığında önemsiz olduğu düşünülerek harcanmış her bir lira biriktirilseydi on binler edebilirdi. Aynı zamanda, ufak paralara önem vermemek gerçek sanatın ve değerin dayandığı detaylara da önem vermemek anlamına geliyor.

3. Başarının mutlu edeceğine inanmak.

Yirmi yıldan uzun bir süredir para ve mutluluk arasındaki ilişkiyi araştıran psikolog Thomas Gilovich, “Mutluluğun düşmanlarından biri de adaptasyon” diyor.

Gilovich, ''Kendimizi mutlu etmek için bir şeyler satın alıyoruz ve sonra bir şeyler başardığımızı düşünüyoruz. Ama bu durum kısa sürüyor. Bu yeni şeyler ilk gördüğümüzde bize heyecan veriyor ama daha sonra o şeylere alıştığımızda aynı heyecanı duymuyoruz'' diye ekliyor.

Aslında, arzulanan sonucun beklentisini veya fikrini tatmak sonucun kendisinden genellikle daha tatmin edicidir. İstediğimiz şeyi aldığımızda - zenginlik, sağlık veya mükemmel ilişkiler olsun - adapte oluruz ve heyecan kaybolur. Genellikle deneyimlemek için can attığımız şeyler üzüntü ya da hayal kırıklıkları ile sonuçlanıyor.

Yani, şu an sahip olduklarınla mutlu olana kadar ileride sahip olacağın hiçbir şey hayatını daha iyi hale getirmeyecek.

4. Zorlukların üstesinden gelemeyeceğine inanmak.

Tıpkı bir şeylerin bizi daha mutlu edeceğine kendimizi inandırdığımız gibi olacak bir şeyin normal olacağından daha da zor olacağına da inandırıyoruz.

Bir şeyi ertelemek veya yapmaktan kaçınmak, her geçen gün aklımızın içinde bizi daha da yiyip bitirmeye başlar. Ancak, bir kez harekete geçtiğinde, zorluğun tahmin ettiğinden daha az olduğunu görürsün. İnsanlar en zor şeye bile kolayca alışabiliyor.

Korku insanları büyük zorluklarla mücadele etmekten alıkoyar. Karşılaşacağın zorluk ne kadar büyük ya da küçük olursa olsun zaman içerisinde bir şekilde duruma alışıyorsun. Devamlı olarak büyük bir stres altında kaldığında değişiyorsun ve strese alışmaya başlıyorsun.

5. "Mutluluk" peşinde koşmak.

''Mutluluğa giden yol yoktur çünkü mutluluk yolun kendisidir.'' - Thich Nhat Hanh

Çoğu insan istedikleri gibi mutlu, huzurlu, motive ya da aşık olmak için bir şeylere ihtiyaçları olduklarını düşünüyor ve buna inanıyorlar. Örneğin; dünyayı gezerek, kitap yazarak, işe başlayarak ya da romantik bir ilişkiye başlayarak daha motive ve mutlu olacaklarına inanıyorlar ve bunlar için de para, zaman veya aşka sahip olmak istiyorlar.

Paradoksal olarak, bu "sahip ol – yap – ol" paradigması senin mutluluğu, başarıyı veya arzu ettiğin herhangi bir şeyi tecrübe etmen için tersten uygulanmalıdır: İlk olarak, nasıl hissetmek istiyorsan öyle ol (örneğin, mutlu, şefkatli, huzurlu, bilge veya sevgi dolu); daha sonra bir şeyler yapmaya başlayabilirsin ve sonra bakmışsın ki neredeyse bir anda yapmakta olduğun şey sana sahip olmak istediğin şeyi getirmiş.

Mutlu insanların sahip olduğu şeyleri istiyorsan, bu şeylere sahip olmak için mutlu olmalısın. Zengin insanların sahip olduğu şeyleri istiyorsan, onların yaptıklarını kendine örnek almalısın.

6. Sahip olduklarının değerini bilmemek.

2013 yılında düzenlenen Genius Network Etkinliğinde gerçekleşen röportajda Tim Ferriss'e, "Sahip olduğun bir sürü farklı rol var, hiç stres olmuyor musun? Hiç çok fazla şey üstlendiğini hissetmiyor musun?" diye sorulduğunda Ferriss şöyle cevap vermiş:

''Tabii ki strese giriyorum. Eğer biri strese girmediğimi söylersem yalan söylemiş olurum. Fakat her sabah uyandığımda yeterli her şeye sahip olduğum fikrine kendimi odaklıyorum ve kendi kendimi yatıştırıyorum. İhtiyacım olan şeye sahibim. Her gün maillerimin hepsine cevap vermek zorundaymışım gibi hissetmiyorum. Eğer cevap vermediğim için sinirlenirlerse, bu onların problemi.

Ferriss'e daha sonra aynı röportajda şu soruluyor:

''4 Saatlik Hafta kitabın Tim Ferris parayı çok fazla umursamıyor izlenimi bırakıyor. Hiç para harcamadan dünyayı nasıl gezdiğinden bahsettmişsin. Para kazanma zorunluluğu hissetmeme ile ilgili bir şeyler anlatmışsın.''

Ferriss ise şu cevap vermiş:

''Bir sürü güzel şeye sahip olmak güzel bir durum. Eğer bu Fight Club filmindeki gibi paraya bağımlı olmaksa bir süre sonra sahip olduğun şeyler sana sahip olmaya başlıyor ve sağlık, mutluluk gibi şeylerin yerini almaya başlayıp öldürücü bir hastalık halini alıyor. Fakat eğer güzel şeylere sahipsen ve o sahip olduğun şeyleri kaybetmekten korkmuyorsan bu güzel bir şey. Çünkü para gerçekten de çok değerli bir araç.''

Sahip olduğun şeylere şükredersen hayatta daha çok güzel şey senin olur. Ama eğer hayatta sahip olmadığın bir şeyin yerini doldurmak için daha çok şeye sahip olmak zorundaymışsın gibi hissediyorsan ne kadar çok şeye sahip olup ne kadar çok şey başarırsan başarın her zaman daha fazlasını isteyeceksin.

7. Mevcut durumunu küçümsemek.

Hayatımızın ne kadar zor olduğu hakkında konuşmak kolaydır. Hayatın ne kadar adaletsiz olduğu hakkında konuşmak ve başkalarının bizden hep daha şanslı olduğuna inanmak kolaydır.

Fakat bu tür bir konuşmanın kime faydası var?

Durumumuzu bir başkasınınkinden daha kötü olarak değerlendirdiğimizde, cahilce ve yanlış bir şekilde insanların bir şeyleri kolay elde ettiğini düşünürüz. Bu paradigma mağdur zihniyeti olarak bilinir ve genellikle hak kazanma duygularına yol açar.

Dünya sana hiçbir şey borçlu değil. Hayat adil olmak zorunda değildir. Fakat ne olursa olsun dünya sana ihtiyacın olan her şeyi vermiş. Gerçek şu ki, dünyada başarılı olmak için her türlü avantaja sahipsin. Ve buna yürekten inanarak, kendine ve dünyaya karşı olan sorumluluğun ağırlığını hissedeceksin.

Başarılı olmak için gereken durumdasın. Evrendeki her şey seni şu an bulunduğun noktaya getirdi, böylece parlayabilir ve dünyayı değiştirebilirsin. Dünya senin. Yapman gereken kendini geliştirmek ve hayallerinde düşlediğin başarıya, mutluluğa, huzura ulaşmak.

8. Hayatını bölümlere ayırmak.

İnsanlar yapı gereği bütüncüldür. Herhangi bir sistemin bir bölümünü değiştirdiğinde, aynı anda bütünü de değiştirirsin. Temel olarak bir şeyi değiştirebilmek için her şeyi değiştirmen gerekir.

Ne kadar önemsiz ve mantıksız olduğu önemsiz olmaksızın her düşünce sonsuz sonuçlar dalgası doğurur. Küçük şeyler zamanla büyük şeyler haline gelir. Hayatınızda bir şey kontrolünden çıkarsa hayatındaki diğer şeyler de kötü etkilenir. Çalışan bir sistemi bölümlere ayıramazsın. Sağlığın ve ilişkilerin gibi konuları bir kenara itmek kolay olsa da, istemeyerek de olsa tüm hayatını etkileyebilirsin. Sonunda da ötelediğin önemli şeyler sana zarar olarak geri dönecektir.

Buna karşın, hayatının bir alanını iyileştirdiğinde diğer tüm alanlar olumlu yönde etkilenir. Biz insalar bütüncülüz.
İnsanlık bir bütün olarak aynı şekildedir. Yaptığın her şey daha iyi ya da kötü için tüm dünyayı etkiler.

9. Diğer insanlarla rekabet etmek.

Diğer insanlarla veya şirketlerle rekabet etmeye çalışmak yerine, tamamen yeni bir şey yapmak ya da odaklanılması gerekilen noktaya odaklanmak daha iyidir. Kendini bir şey üzerinde otorite olarak belirledikten sonra, rekabete reaktif olarak cevap vermek yerine kendi şartlarını belirleyebilirsin. Böylece değer yarattığın alanı tekeline almak istersin.

Başkalarıyla rekabet etmek insanları hayatlarının her gününü kendileri için değil, toplumun önemli gördüğü hedefler doğrultusunda geçirmeye yönlendirir. Bütün hayatını toplumun “önemli” olarak belirlediği bu hedeflere ulaşmaya çalışarak geçirebilirsin, ama muhtemelen sığ bir hayatın olacak. Bu yüzden kendi değerlerini temel olarak belirleyip kendine ona göre bir başarı kriteri belirlersin ve başkalarının boş gürültüsüne kulak asmamış olursun.

10. Her şeye sahip olmaya çalışmak.

Her kararın fırsat maliyeti vardır. Bir şeyi seçtiğin zaman doğal olarak aynı anda birkaç şey daha seçmezsin. İnsanlar her şeye sahip olabileceğini söylediklerinde yalan söylüyorlar. Bunu söyleyen insanlar genellikle sana söyledikleri şeyi kendileri uygulamıyor ve içi boş bir tavsiyede bulunmuş oluyorlar.

Gerçek şu ki, aslında her şeyi istemiyorsun. İstesen bile, gerçeklik bu şekilde işlemiyor. Hepimiz bizim için en önemli olanı seçmeli ve ona sahip olmalıyız. Her şeye sahip olmaya çalışırsak, sonuçta hiçbir şey elde edemeyiz. Bu iç çatışma cehennem gibidir.

11. Nereden geldiğini unutmak.

Herhangi bir başarı elde ettiğinde bu başarıdan tamamen kendinin sorumlu olduğuna inanmak kolaydır. Nereden geldiğini unutmak çok kolaydır.

Şu anda bulunduğun yere ulaşmak için başkalarının yaptığı tüm fedakarlıkları unutmak kolaydır.

Kendini diğer insanlardan daha üstün görmek de kolaydır.

Tüm köprüleri yaktığında ise hiçbir insanla bağlantın kalmayacak. Ve bir anda farkında olmadan asla olmak istemeyeceğin bir insan haline gelip fikrini ve kimliğini kaybedeceksin.

Alçak gönüllülük, şükran ve sahip olduklarının farkında olmak başarını uygun bir perspektif içinde tutmaya yardımcı olur. Etrafındaki insanların yardımları ve destekleri olmasa başaramayacağın sayısız şey vardı fakat sayelerinde başardın. Bu yüzden çok şanslısın!

12. Başka insanların müsaade etmesini beklemek.

Başka insanların bir şeyi başardıklarını görünce başarılı olmak için aynı şeyin peşinden koşan bir sürü insan var. Bu insanlar gerçekten ne yapmak istediklerine asla karar veremezler ve bir şeyden diğerine atlayarak başarı elde etmeyi beklerler. Devamlı olarak başarıya ulaşmadan kısa bir süre önce başaramayacaklarını düşündükleri için çabalamayı bırakıyorlar.

Kimse sana hayallerini yaşaman için izin vermeyecek. Ryan Holiday'ın The Obstacle Is the Way adlı kitabında da dediği gibi, "Melekleri aramayı vazgeç ve melekleri aramaya başla." İçinde bulunduğun durumu değiştirmek için dışarıdan bir sihirli değneğin gelmesini beklemek yerine, sen kendini ve bulunduğun durumu mantık çerçevesinde ele alarak değiştirmek için harekete geç.

''Hayatta bir şeylere bakma şeklini değiştirdiğinde, gördüğün şeyler değişecek.'' - Wayne Dyer

Her şey için yeterli olduğunu unutma.
Yapmaya karar verdiğin her şeyi başarabilirsin.
Sadece karar ver ve başkalarının ne söylediğini ya da ne düşündüğünü unut!

 

13. Ne kadar para kazanabileceğine başkalarının karar vermesine izin vermek.

Çoğu insan başarılı olmak istediklerini söylüyor. Ama gerçekten yapmak isteselerdi başarılı olurlardı.

Hayat öncelik ve karar üzerine kuruludur. Ve paraya gelince, serbest piyasa ekonomisinde istediğin kadar para kazanabilirsin. Asıl soru, gerçekten ne kadar para kazanmak istiyorsun?

Sosyal medyada günlerini, aylarını ve yıllarını harcamak yerine her gün bir ya da iki saatini kendine değer katacak bir şey öğrenmek ya da yapmak için harcayabilirsin.

Think and Grow Rich adlı kitapta, Napoleon Hill okuyucuları kazanmak istedikleri parayı bir kağıda yazmaya ve zaman çizelgesi koymaya davet ediyor. Bu sayede gerçekte ne istediğine karar verip istediğin şeye ulaşmak için neler yapabileceğini düşünmüş oluyorsun.

14. Geleceğin için sahip olduğun vizyonu inkar etmek.

''Hayatınız için en güzel ve en yüksek öngörülerde bulunun. Çünkü yalnızca inandığınız şeye sahip olursunuz.'' - Oprah Winfrey

Şu anda nerede olursan ol, istediğin bir geleceğe sahip olabilirsin. Ama kesin olan bir şey var: Ne ekersen onu biçersin. Zihinsel yaratım her zaman fiziksel yaratımdan üstündür. Bu yüzden bir şey yaparken o yaptığınız şeye dair bir inancınız olsun. Kafanda tasarladığın plan, zamanla inşa ettiğin hayat olur.

15. Bir şeyleri benimsemeden sadece yapmak.

Bir şeyleri başarmak için sadece harekete geçmek yeterli değil. Başarılı olmak için yapman gerekenlerin bir kontrol listesi yok. Daha iyi yaşayabilmek için kim olduğunu en içten, en temelinden değiştirmen gerekiyor. Hayatın için iyi olacak, başarıya ulaşmanı sağlayacak şeyleri yapmak yerine o şeyleri benimsemeli ve hayatının olağan bir parçası haline getirmelisin.

Bu şekilde yaptıkların senin aslında kim olduğunun bir yansımasına dönüşür ve sen o başarıya büyük adımlarla koşan kişi olursun. Bu değişimi hayatında bir kere tattığın zaman, başarı doğal bir şekilde sana gelecek. Özümse, yap ve sahip ol!

''Milyoner olduktan sonra artık bütün paranızı verebilir hale geliyorsunuz çünkü sizin için önemli olan banka hesabınızdaki milyon dolarlar değil, milyoner olma yolunda sizin nasıl bir insana dönüştüğünüzdür.'' - Jim Rohn

16. Paranın kötü olduğuna inanmak.

''İyi de olsa kötü de olsa insanlar bütüncüldür. İnsan vücudu bile yalnızca ruhsal ve fiziksel yönleri senkronize edildiği zaman mükemmel bir şekilde çalışabilir. İnsan vücudu beyninizin programlanma şekline uygun hareket ettiğinde daha iyi performans gösterir. Zihninizi yaptığınız şeylerin iyi, asil ve değerli olduğuna inandırmak enerjinizi arttırmanıza ve çabalarınızın meyvesini almanıza yardımcı olur.'' - Rabbi Daniel Lapin

Çok para kazanmanın ahlaka aykırı olduğuna ve parası olan insanların kötü olduğuna gerçekten inanan birçok insan var. Bu insanlar, zengin insanların kendilerinden güçsüz insanları sömürmek ve  onlara zorla satış yapmak için fırsat kolladıklarına inanıyorlar.

Para kazanmak dürüstlük ve doğrulukla yapıldığında tamamen ahlakidir. Eğer yaptığın işin ahlaka uygun bir iş olduğunu düşünmüyorsan belki de yaptığın işi değiştirmelisin. Çünkü yaptığın iş bir yansıman olmalı. Sunduğun hizmet veya üründeki değeri almak her zaman müşterilerin kendi seçimidir. Ve bu seçim ne olursa olsun sonuç seni kötü biri yapmaz.

17. Dikkatin dağılmasına izin vermek.

''Yaşamınızdaki öncelik sırasını siz belirlemezseniz , sizin adınıza bunu bir başkası yapar.'' – Greg McKeown

Neredeyse her şey gerçekten önemli olandan uzaklaşmamız için bir dikkat dağıtıcı. Bazı şeylere gerçekten fiyat biçemezsin. Onlar senin için belirli bir değerin ötesinde. Bu şeyler için her şeyden, hayatından bile vazgeçersin.

İlişkilerin ve kişisel değerlerin bir fiyat etiketi yok. Ve hiçbir zaman  paha biçilemez bir şeyi paraya değişmeyin. alışverişinde bulunmamalısın.

Her şeyi uygun perspektifte tutmak, yaşamındaki gereksiz her şeyi kaldırmanı sağlar. Sana kolay bir şekilde ihtiyacın olan şeye odaklanmanı sağlar ve sonucu bir hiç olacak şeylerden uzak durmana yardımcı olur.

18. Asıl zekice olan şeyin odaklanmak olduğunun farkında olmamak.

İnsanlık tarihinin en dikkat dağıtıcı döneminde yaşıyoruz. İnternet tıpkı iki ucu keskin bir kılıç gibi. Para gibi, internet nötrdür ve kimin kullandığına bağlı olarak iyi veya kötü amaçla kullanılabilir.

Ne yazık ki, çoğumuz internet kullanımı konusunda yeterince sorumlu değiliz. Her gün boş bir ekrana bakarak saatlerimizi harcıyoruz. Y kuşağı özellikle internetteki dikkat dağıtıcı etkenlerden etkilenmeye daha eğilimli olsa da günümüzde herkes internetin bu kötü etkilerinden muzdarip.

Bir şeye odaklanma süremiz azala azala neredeyse sıfıra indi. İrade gücümüze zarar verdi. Çoğunlukla kendimizin zor farkına vardığı bu neden yüzünden başkalarının müdahale etmesini gerektiren bazı kötü alışkanlıklar edindik.

İnternet, sayısız dikkat dağıtıcı ve harekete geçmeyi önleyici şeyler barındırıyor olması sonucu bizlerin hayattan bıkmış, yüzeysel düşünen insanlara dönüştüğümüze dair yüzlerce bilimsel kanıt var.  Devamlı dikkat dağınıklığı ile ilgili en büyük zorluklardan biri ise bizi “derin” düşünmek yerine “sığ” düşünmeye itmesi ve sığ düşünmenin de bizim sığ bir yaşam yaşamamıza neden olması.

19. "Mantıklı" hedefler belirlemek.

''Yapabileceklerinizin ötesinde şeyleri kendinize hedef belirlemelisiniz. Yeteneklerinizin ve becerilerinizin bittiği yerde yeni hedefler koyarak kendi kendinizle rekabet halinde olmalısınız. Eğer en iyi şirketlerde çalışmak istiyor ve bunun yalnızca bir hayalden öteye geçemeyeceğini düşünüyorsanız, o zaman bu hayali bir hedefe dönüştürün. Eğer Time dergisinin kapağında olmak sizin için imkansız bir şeymiş gibi düşünüyorsanız o zaman hedefinizi o dergi olarak belirleyin ve işinizde çok başarılı olmak için çalışın. Gerçekte nerede olmak istediğinizi hedefiniz olarak belirleyin ve o hedefe ulaşmak için çalışın. Hiçbir şey imkansız değildir.'' –Paul Arden

Çoğu insan kendine tamamen mantıklı hedefler belirliyor. Bu hedefler çoğu zaman çok fazla hayal gücü gerektiren hayaller de değiller. Hatta genellikle bu hedeflere ulaşmak için inanç, şans, sihir ya da mucize de gerekmiyor.

20. Eleştiri yerine övgü aramak.

Kültürel olarak o kadar kırılgan hale geldik ki dürüst bir şekilde geri bildirimde bulunduğumuzda bile onu en az 20 övgü sözcüğüyle birleştirerek söylememiz gerekiyor. Ve geri bildirim aldığımızda, bunu ispatlamak için elimizden gelenin en iyisini yaparız.

Tam olarak ne duymak istediğini söyleyecek olan aile ve arkadaşlara sorduğunda övgü almak kolaydır. Övgü aramak yerine, eleştiri ararsan kendini geliştirmen için daha faydalı olabilir.

Peki eleştiriler seni nasıl daha iyi yönde etkileyebilir?

Birisi sana kötü bir eleştiride bulunacak kadar seni umursadığında bilirsin ki işin eleştiriyi hak eden bir iş. Eğer hayatta iyi yapılmış bir şeyler varsa her zaman etrafında o şey ile ilgili kötü sözler söyleyen insanlar bulunur. Yazar Robin Sharma’nın da dediği gibi “kötü insanların çokluğu mükemmelliği doğrular”. Gerçekten de bir şeyler yapıp kendini göstermeye başladığın zaman, kötü niyetli insanlar ortaya çıkacaklardır. Onların yapabilecekleri şeylerin bir yansıması olmak yerine onların yapmadıkları şeylerin bir yansıması olmayı tercih et.

21. Vermek yerine almak.

Bir bakış açısına göre başka insanlara yardım etmek sana zarar verir çünkü başkalarına yardım ettiğinde sen o insanlara karşı elinde bulunan avantajı kaybedersin. Bu bakış açısı dünyayı devasa bir pasta olarak gören bir bakış açısı. Senin sahip olduğun her dilim benim sahip olmadığım dilimler. Bu yüzden senin kazanabilmen için benim kaybetmem gerek.
Bolluk açısından bakıldığında sadece bir pasta değil, sonsuz sayıda pasta vardır. Daha fazlasını istiyorsan daha fazlasını yaparsın. Böylece, başkalarına yardım etmek sana gerçekten yardımcı olur çünkü sistemi daha iyi hale getirir. Aynı zamanda ilişkiler ve güven ve güven oluşturur.

22. Sevmediğin şeyleri yapmaya çalışmak.

Birçok girişimci iş fikirlerini, kendi hayatındaki eksikliklere bakarak geliştiriyor. Ve aslında bu şekilde birçok problemi çözmüş oluyorlar. Yani bir zorlukla karşı karşıya kalıp sonra ona karşı bir çözüm üretiyorlar.

Müzisyenler ve artistler de işlerine aynı bakış açısı ile yaklaşıyorlar. Müzisyenler dinlemek istedikleri müzikleri yapıyor, ressamlar görmek istedikleri resimleri çiziyor ve yazarlar da yazılmış olmasını umdukları kitapları ve yazıları yazıyorlar.

Yaptığın iş kendinin en dikkat çeken yansıması olmalı. Eğer ürettiğin işin ürünlerinden hoşlanmıyor ve zevk almıyorsan başka insanların senin ürettiğin şeyden zevk almasını nasıl bekleyebilirsin ki?

23. Bir sonraki fırsatı aramak.

Mükemmel müşteri, mükemmel fırsat ve mükemmel koşullar her zaman karşına çıkacak şeyler değil. Bir şeylerin farklı olmasını dilemek yerine neden elinde bulunan şeyleri istediğin şeylere dönüştürmeye çalışmıyorsun?

Bir sonraki fırsatı beklemek yerine, elinde olanın bir fırsat olduğunu kabul et. Başka bir deyişle, çimenin neresini sularsan orası daha yeşil olur.

24. Başlamak için beklemek.

Eğer bir amaç uğruna her gün zamanını harcayıp yol katetmez ve ilerleme göstermezsen, hiç şüphesiz ki en sonunda hayat seni içine çekecek ve sen de hayatın içerisinde kaybolacaksın. 

Meredith Willson’ın dediği gibi: ''Bir sürü yarınlar biriktiriyoruz ama bir gün bir bakacaksın ki elinde sadece boş dünlerle kalmışsın.''

Hayat çok kısa.

Bugün yapabileceğin bir şey için yarını bekleme. Gelecekteki sen ya bugün yaptığın şeyler için sana minnettar olacak ya da yapmadıkların için kızgın olacak.

25. Zamanlamaya önem vermemek.

Yapmak istediklerini belirli zaman çerçevesinde gerçekleştirmek için bir yaşam planı oluşturabilirsin. Bu yapmak istediklerini ertelemek” değil. Sadece bir strateji. Zamanlama, bu birkaç saniyelik bir zamanlama bile olsa tüm hayatın değişebilir ve doğru zamanda doğru şeyi yaparak hiç beklemediğin sürprizlerle karşılaşabilirsin.

26. ''Kurala'' göre oynamak.

Hepimiz bir düzene göre yaşıyoruz. Ama bu düzeni ve kuralı yıkmak bizi değiştiriyor ama bunu yapabilmek için de çok hata yapmamız ve yaptığımız o hatalardan da ders almamız gerekiyor.

Başarısızlık ödüllendirilecek ve övülecek bir şeydir. Başarısızlık geri bildirimdir. Başarısızlık ilerlemeni sağlar. Böyle önceden hata yaptığın bir şeye bilinçli yaklaşmana ve onu başarmak için daha çok çaba sarf etmene yardımcı olur.

27. Bir şeye başlamadan önce başarısız olacağına inanmak.

Çoğu insan yanlış oyunu oynuyor ve çoğu da oyunun başında oyunu kaybediyor, sonra da canları çok acıyor. İşte bu farkında bile olmadan “insan kendi hayatını nasıl mahveder”in tasviri.

"Oyun" oynamaktan daha önemli olan şey oyunun düzeninin ve kurallarının nasıl kurulduğudur. Oyunu nasıl kurduğun, nasıl oynayacağını belirler. Ve önce kazanmak, sonra oynamak daha iyidir.

28. Elde ettiğin ufak kazançlardan güç almamak.

Kazançların ne kadar küçük olursa olsun, bununla gurur duy:

• Lise diploman mı var? Gurur duy!
• Bir blogda bir yazın yayınlandı ama bu bilinmeyen bir blog mu? Gurur duy!
• 100 liran mı var? Gurur duy!

Ne yazık ki, çoğu insan çitin sadece tarafına bakıyor. Bu yüzden de onlar için hali hazırda var olan fırsatları kaçırıyorlar. Bu kötü bir hayat yönetim şekli.

Hep daha fazlasını istemek yerine neden elinde olan imkanları değerlendirmiyorsun? Şu an bulunduğun noktada kullanılmayı bekleyen bir sürü fırsat var. Bu yüzden gurur duy ve kendini yücelt. Bulunduğun noktadan bir adım daha ileriye adım attığında yeni bulunduğun nokta ile de gurur duy. Daha fazlasını dileme. Ve sonra göreceksin ki, çok iyi yerlere gelmişsin.

29. İşine ''iş'' olarak bakmak.

Hangi işte çalışıyor olursan ol, yaptığın işi bir iş olarak değil de bir sanat olarak gördüğün zaman daha iyi sonuçlar alırsın. Çünkü sanatçı nasıl izleyicisine, okuyucusuna ya da dinleyicisine bir şeyler sergiliyorsa sen de müşterine bir şeyler sunuyorsun. Ve bu yüzden de genellikle müşterilerin yaptığın iş kadar seni de görmek istiyorlar.

30. Başkalarının işini nasıl yapman gerektiğine karar vermesine izin vermek.

Yalnızca kendi benliğinden vazgeçmeyerek yükselebilirsin. Ve inandığın bir şeyi üretmeye başladığın zaman yaptığın işe daha iyi odaklanır ve insanların senin yaptığın işler ile ilgili neler düşündüğünü daha az umursamaya başlarsın. Bu nedenle bir şeyler başarmak istiyorsan, başkalarını işini nasıl yapman gerektiğine karar vermesine izin vermemelisin.

31. Emekli olmayı dört gözle beklemek.

''Emekli olmak ölmek demektir.'' - Pablo Casals

Birine yüzünü yumruklamanın en güçlü yolu, yumruğunu yüzünün 12 inç ötesine hedeflemektir. Böylece temas kurduğunda tam bir momentum ve güce sahip olursun. Yüzün kendisini hedeflersen, ulaştığın zaman zaten yavaşlamaya başlamış olursun. Böylece yumruk düşündüğün kadar güçlü olmaz.

Emeklilik aynı şekildedir.

Emekliliklerini bekleyen ve planlayan insanların birçoğu 40’lı ve 50’li yaşlarına geldikleri zaman yavaşlamaya, daha az çalışmaya başlarlar. Üzücü kısım ise yavaşlamaya başladığın zaman geri dönüşü çok zor olan bir gerileme dönemine girmeye başlarsın.

Araştırmalara göre emeklilik insanlar üzerinde şu etkiyi bırakıyor:

• Günlük aktivite ve hareket etme zorlukları artar;
• Hasta olma ihtimali artar;
• Ruhsal hastalıklara yakalanma ihtimali azalır.

Ancak emeklilik, 20. yüzyıldan kalma bir fenomendir ve bu modası geçmiş düşüncenin temelini oluşturan vakıflar, modern ve gelecekteki toplumda çok az anlam ifade etmektedir.

32. Dünün önemini küçümsemek.

Mevcut şartlarımız geçmiş kararlarımızın bir yansımasıdır. Burada ve şimdi yaşamlarımızın yörüngesini değiştirmek için muazzam bir gücümüz olmasına rağmen, geçmişimizden dolayı olduğumuz yerdeyiz. Geçmişin önemli olmadığını söylemek popüler olsa da, bu doğru değil.

Bugün yarının dünü. Bugün yaptığımız her şey geleceğimizi ya daha iyileştirecek ya da daha kötüleştirecek. Geçmiş, şu an ve gelecek… Hepsi eşsiz, önemli ve keyifli.

33. Geride olduğuna inanmak.

Spor ve diğer bütün rekabet formlarında olduğu gibi insanlar, rekabet üstü kapalı olduğunda daha iyi performans sergilerler. Ancak yarışma kesin olarak bir rakibin lehine olduğunda, iki taraf da aynı çabayla hareket etmez.

Rekabet içerisindeyken üstünlük sendeyse kendini fazla özgüvenli hissetmen ya da açık ara fark ile rekabeti kaybediyorsan vazgeçmen çok kolaydır.

Ne yazık ki bir rekabet içine girmeden önce bizden daha güçlü olanları fark ediyoruz. Ve bunu fark ettiğimizde ise normalden daha az çaba sarfediyoruz.

Fakat düşünme şeklimizi değiştirdiğimizde ve kendimizi o daha güçlüler ile aynı seviyede görmeye başladığımızda zaman içerisinde bir zamanlar asla “yenilemez” olduğunu düşündüklerimizin de aslında başarısız olabilecekleri gerçeğinin farkına varıyoruz. Onlar da bizler gibi insanlar. Ama daha da önemlisi, bu gerçeğin farkına vardığımızda daha fazla çaba sarfetmeye başlıyor ve başaramayacağımızı düşündüğümüz şeylere birkaç adım daha yaklaşıyoruz.

34. Neşeni ve verimliliğini kötü etkileyen şarkılar dinlemek.

''Müziksiz hayat bir hata olurdu.'' - Friedrich Nietzsche

Çalışırken veya herhangi bir şey yaparken daha iyi ve en iyi performans için müziği tetikleyici olarak kullanabilirsin.

İlginçtir ki araştırmalara göre hip-hop ve rap gibi yüksek tempolu müzikler performansta büyük bir artış sağlıyor ve vücudun güç toplamasına yardımcı oluyor. Yapılan diğer araştırmalara göre ise duygusal yoğunluk, müzik durduktan sonra da uzun bir süre devam ediyor.

Bugün başarılı olan herkes zirveye ulaşmak için bir şeylerden vazgeçti. Kalıcı başarı elde etmek için geçici rahatlıklarını bir kenara bıraktılar.

Hayallerini gerçeğe dönüştürmek için sen. tutan şeylerden vazgeçmeye istekli misin?

Eğer evet ise, o zaman şimdi başarına engel olan bu eski kalıplardan kurtulma zamanı.

En iyi yeteneklerin kariyer platformu toptalent.co'ya üye ol, Türkiye'nin ve dünyanın en iyi şirketlerinin iş, staj ve kariyer fırsatlarını keşfet.