

Karaca’nın hikâyesi, 1973 yılında bir babanın oğullarıyla paylaştığı cesaret, umut ve heyecanla başladı. Hüseyin KARACA tarafından İstanbul Süleymaniye’de Karaca Züccaciye adı altında cam işine giren aile, 30 kişiyi çalıştırdıkları küçük atölyelerinde, cam ürünlerin üzerine desen yaparak işe başladı. Çocuklarının büyüyüp aktifleşmesiyle iş kolunu genişleten Hüseyin Karaca, 4 oğlunun desteğiyle bugün bir dünya markası olan Karaca’nın temellerini attı. Arif, Rahmi, Muzaffer, Sami Karaca küçük bir atölyede başlayan başarı hikayesinin temel taşlarını oluşturdu.
Cam işinden sonra porselen satışına başlayan Arif, Rahmi, Muzaffer, Sami Karaca, 90’lı yıllara gelindiğinde o dönemin popüler işlerinden olan elektrikli küçük ev aletlerinin distribütörlüğünü de alarak geniş bir müşteri portföyüne ulaştılar. Bundan cesaret alan aile, hikâyesini herkese anlatmak için yola çıktı ve KARACA markasıyla üretim yapmaya karar verdi. Böylece 1999 yılında kendi markalarıyla çelik tencere setleri üretmeye başladılar. İki yıl sonra, yaptıkları araştırmalar sonucunda dünyanın en kaliteli porseleninin Fransa’nın Limonge Bölgesi’nden temin edildiğini öğrendiler ve gerekli bağlantıları kurup hammaddeyi buradan alarak Tunus’ta porselen üretimine geçtiler. 2001 ekonomik krizine rağmen yurt dışında böyle bir açılımdan çekinmeyen dört kardeş, bu cesur hamleleri ile bugün KARACA’yı bir dünya markası haline getirdiler.
Sofra, mutfak, küçük ev aletleri, ev tekstili ve aksesuar gibi pek çok farklı grupta hizmet veren Karaca, geliştirdiği yeni fikirler ve tasarımlarıyla rekabette farklılaşarak kendi sektöründe de “Güçlü Lider” pozisyonunu koruyor.
Karaca, hikâyesine başladığı günden beri herkesi evine ve ailesine katmaktan hiç vazgeçmedi. Heyecanla başlayan hikâyesi bir aileden, başka ailelere yayıldı. Yayıldıkça sofrasındaki tabaklar çoğaldı.
Karaca, paylaşmanın zevkini herkes yaşasın diye hikâyesini bugün de anlatmaya devam ediyor.
Karaca’nın hikayesi, 1973’te bir babanın oğullarıyla paylaştığı cesaret, umut ve heyecanla başladı.
Karaca, bu hikayeyi herkese anlatmak için yola çıktı. Anlattıkça, sofrasındaki tabaklar çoğaldı.
Hikayeyi dinleyenler de kendi sofrasına bir tabak ekledi. Karaca, herkesi evine, ailesine katmaktan hiç vazgeçmedi. Heyecanla başlayan hikayesi bir aileden, başka ailelere yayıldı. Çünkü sadece yakındakiyle değil, en uzaktakiyle de paylaşılacak duyguların olduğuna hep inandı. Paylaşmanın zevkini herkes yaşasın diye de hikayesini anlatmaya devam ediyor. Sizlerle aynı zevki paylaşıyor ve mutlulukları büyütmek için tasarlıyor. Karaca, öncü bir tasarım markası olmanın sorumluluğuyla ilerlemeye devam ediyor. Kimsenin hayal edemediğini tasarlayarak farkını ortaya koyuyor. Başarının sınırsızlığına inanarak sınırları zorluyor. Sizlerle her zaman en değerli olanı paylaşmanın heyecanını taşıyor.
Mutfak ve Ev Tekstili perakende alanında küçük bir cam atölyesinde başlayan yolculuğumuz bugün Karaca, Karaca Home, Jumbo, Emsan, Cookplus ve Mars grup şirketleriyle yurt içi toplamda 200 mağaza, 3000’den fazla satış noktası, yurtdışında 19 mağaza ve bir çok satış noktası ile devam ediyor.
Çalışmak için harika bir yer yapan nedir?
Karaca ideallerini gerçekleştiren bir perakende firması olarak; hızlı, genç ve dinamik yapısını yeni yetenekleri ailesine katmak ve onlarla sınırları aşarak hayallerini hayata geçirmelerinde öncü rol alır. Karaca bir festival gibidir.