Yeteneklerini Geliştir Ceren Algan
Steve Jobs’un 5 Saniye Stratejisi, Liderlikte Master Seviyesi
Yeni CV örneklerini inceleLider olarak yapabileceğiniz en basit ve en güçlü şeylerden biri neredeyse hiç zaman almaz. Delphi Group kurucusu Thomas Koulopoulos Steve Jobs’ın 5 saniye stratejisini ve liderlik sırrını paylaşıyor:
Bir itirafım var. Ben kıçımda acı ile çalışıyorum. İmkânsız zorluklarla baş ediyorum ve birlikte çalıştığım kişilerin aynı şeyi yapmasını bekliyorum. Babamın ben büyürken sürekli söylediği şey “Hiçbir şey imkansız değil, bazı şeyler daha uzun sürüyor” idi. Benzer şekilde, rol modelleri gibi acı çeken liderleri görmek bana hiç şaşırtıcı gelmiyor. Bu gibi düşüncelerin sebep olduğu ağrıların çoğunu karşılayacak kadar şanslıydım ancak Steve Jobs’la tanışma şansım olmadı. Bununla birlikte, Apple’ın kurucu ortağı Steve Wozniak’la çeşitli vesilelerle buluşma şansım oldu.
Macintosh’un çıktığı ilk günlerinden beri bir Apple kullanıcısı olarak Woz’u ilk kez görmenin benim için bir heyecan olduğunu kabul etmek zorundayım. İlk toplantıda slayt kurallarından ilk Texas Instruments hesap makinesine, ordan da siber güvenlik konusundaki düşüncelerine kadar her konuda konuştuk.( Biliyorsunuz, NASA’da Apollo 13 sırasında bilgisayarlar çok yavaş ilerlediği için gerçekten karmaşık matematik problemleri çözmek için kullandıkları şeyler.)
Onları, Apple’ın ilk yıllarından, çığır açmanın heyecanından, mükemmel mühendisliğin güzelliğinden ve iyi düzenlenmiş anakartın neden bir sanat eseri olduğu hakkında konuşarak biraz bilgisayar geçmişi boyunca dolaştık.
Sonunda konuşmamız diğer Steve konusuna geldi, bu zamanda Steve Jobs, bazı sağlık sorunlarıyla uğraştığını kamuoyuna açıklamıştı, bu sağlık problemleri sonunda hayatını alacak olan hastalıktı.
Jobs’un sağlık durumunun ne kadar vahim olduğu belli değildi, ancak ilişkilerinin karmaşıklığı ve Woz’un bir yabancı gibi duran bugünkü rolünün yanı sıra, gidişatın içeriğine duyarlı olmak istedim. Bu yüzden hafifçe ilerlemeye çalıştım. Ancak Jobs’un, insanların zirve performanslarından daha az bir performans göstermesi karşısında hoşgörüsüz olması nedeniyle sahip olduğu itibar konusunda son derece meraklandım. Eğer insanların kişiliği Jobs’un kişiliğine biraz yakınsa Jobs’ın halkından en iyi şekilde nasıl faydalandığını hep merak etmiştim.
“Hepimiz övgüden hoşlanıyoruz, ancak onu kazanmak için üstesinden geldiğimiz meydan okuma, bize memnuniyeti getiriyor ve böylece tamamlanıyoruz.’’
Woz, sorduğum her şey hakkında şaşırtıcı derecede şeffaftı. Bu yüzden, nihayet ona açıkça sorabilim, “Jobs, onunla çalışan bir çok insan gibi kıçından gerçekten acı çekerek mi çalıştı?”
Bana verilen cevap, bir kereliğine akıl hocam Peter Drucker’ın saçma sorularımın ne kadar gülünç olduklarını söylemeden nasıl yanıtladığını hatırlattı. “Şey, Tom, sanırım bu yanlış bir soru” diye söylerdi. Woz çok benzer bir şey yaptı. Apple’ın ilk günlerinden itibaren Jobs’la ilgili bir hikaye paylaşarak yanıtladı.
Woz’un söylediği gibi, Jobs bazen toplantılara girmek gibi bir alışkanlığa sahipti. Odadakilere hızlıca anket yapıp, sorunun akışını ele aldığını ve beş saniyelik bir giriş melodisinden sonra orada bulunanlara “Siz bundan daha iyisi yapabilirsiniz” derdi. Ve bundan sonra toplantıyı terk ederdi. Yorumu mutlaka bir küstahlık ya da hayal kırıklığı ile değil, aslında bir deyim olarak sunuluyordu – basitçe “Sakin olun!”
Büyük marifet, değil mi? Yani, ilk tepki şu ki “Bu sorun hakkında ne biliyor ve ne kadar zor. Ne de olsa, birkaç saat ya da birkaç gün uğraştık ve bu yapabileceğimiz en iyisi! ” Evet, önemli bir şeydi, çünkü Jobs daha iyi yapabildiğini söyleyince, nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordun.
Woz’u dinlerken anlattığı hikaye beni çocuklarım çok daha küçükkenki zamanlara geri götürdü ve onlara Destination Imagination adlı yaratıcı bir problem çözme programı için koçluk yapıyordum Destination Imagination, zor ve karmaşık sorunları olan ve sorunlarını kendi başlarına halletmek için ihtiyaç duyan zorlayıcı çocuklar, sıfır ebeveyn veya yetişkin katılımıyla ilgiliydi. Peki, çözüme gerçekten yardımcı olamıyorsa, neden bir mentor var? Beni hayrete düşüren şey, esas rolümün, kendilerini zorlamayı seçtikleri sınırlamalardan daha iyi yapabileceklerini söylemekti. Büyüleyici, çünkü yaptıklarını düşündükleri ne kadar iyi olursa olsun, daha iyi yapmak için meydan okunurken neredeyse her zaman daha iyi bir performans gösterebilirlerdi.
Yetişkin bir koçluk yeteneğine göre, karşındakilere daha iyi yapabileceklerini söylediklerinde sana inanacaklarından, doğuştan gelen bir avantaja sahip olursun. Ancak, bu da gerçek bir liderin temel rolüdür. Birçok bakımdan Jobs’un yaptığı şey buydu. Jobs’un hareket ve sözlerinde olan inanılmaz aura çoğu ölümlü insanınkinden daha fazla anlam doluydu ve bu aurayı hiç kaybetmedi. Yine de, liderler olarak hepimiz örgütlerimize, halkımıza ve tabii ki kendimiz için engel oluşturmaya çağrılıyoruz.
İnsanlara iyi yaptıklarını söylemek, çabalarını övmek ve kazançlarını kutlamak iyi hissettirirken, önce onlara meydan okumak çok daha önemli. Hepimiz övgüden hoşlanıyoruz, ancak onu kazanmak için üstesinden geldiğimiz meydan okuma, bize memnuniyeti getiriyor ve böylece tamamlanıyoruz.’’
Bu küçük bilgeliğin kaybolmasına izin verme. Drucker, bir liderin en büyük rolünün insanlara meydan okumak olduğunu sürekli hatırlatır. Bu kalitenin tüm büyük liderlerin ve yöneticilerin çekirdek değeri olduğunu söyler. Zorluklarla, bizi takip etmeyi seçenlere yeteneklerinin kendi beklentilerinden çok daha fazla olduğunu kanıtlıyoruz.
Unutmayın, hiçbir zaman mantıksız, gerçek dışı ve düpedüz saçma görülen zorlukları ortaya koyduğunuzda çok düşündüğünüzü söylemedim. Sen kıçında ağrı olan bir lidersin, onunla başa çık!
Hiçbir şey, birilerinin, düşündüklerinden daha güçlü, daha akıllı veya daha esnek olduğunun farkına varmasına izin vermekten daha güçlü, anlamlı veya tatmin edici değildir.
Size bunu deneyimleme şansını veren herhangi bir kişi, yeryüzünde sonsuza kadar izleyeceğiniz bir kişidir, kıçından ne kadar acı çektiğine bakmazsınız.
Not: Pain in the ass (kıçında ağrı olmak) deyimi yöneticiler hakkında kullanılan, sürekli bir sorunla uğraşmak, stresli olmak, diken üzerinde olmak anlamındaki bir sözdür.