İş Hayatında Başarı Eda Kalyon

Beyin Göçü Nedir? Türkiye’de Beyin Göçü Sebepleri

Yeni CV örneklerini incele

Günümüzde beyin göçü denilince hemen hepimizin zihninde bazı temel kavramlar, kişiler ve hatta belli başlı ülkeler canlanmaktadır. Bu durum kimi zaman olumlu yargılara varmamıza neden olurken kimi zaman da sebep olduğu dezavantajları gözler önüne sermektedir. Dünya genelinde olduğu kadar, Türkiye’de beyin göçü de genç-yaşlı ayrımı olmaksızın en çok tartıştığımız konuların başında geliyor. Tüm bu yönleri ile birlikte, beyin göçünü çeşitleri, sebepleri ve ülkelere olan potansiyel etkileri ile birlikte yazımızda sizler için inceledik.

Beyin göçü nedir?

Son yıllarda popülerliği artan konulardan olması sebebiyle, ''Beyin göçü ne anlama gelmektedir?'' veya ''Beyin göçü nedir?'' gibi sorular aklımızı epeyce meşgul etmektedir. Özellikle az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde yetişmiş yetenekli, kalifiye ve iyi bir eğitimle kendini geliştirmiş bireylerin veya daha geniş bir tanımla iş gücünün, gelişmiş bir ülkeye göç etmesi beyin göçü olarak adlandırılır.

Tanımdan da anlayacağımız üzere ülkeleri, beyin göçü alan ve veren ülkeler olarak iki farklı kategoriye ayırabiliriz ve yazımızın ilerleyen bölümlerinde bunların örneklerini de vereceğiz. Ayrıca nitelikli bireylerin ülkeden giderken sahip olduğu aklı ve donanımlarını da beraberinde götürmesi yani bilgisi ile terk etmesinden dolayı bu göç hali böyle tabir edilmiştir. Dünya üzerinde beyin göçü genellikle bilim adamları, mühendis ve doktorlar gibi meslek alanları yani birçok uzman kişi tarafından ülkelerin gelişmişlik düzeyi ve iş imkânları hesaba katılarak gerçekleştirilmektedir.

Beyin göçü çeşitleri nelerdir?

Göç kavramı tek bir hareketliliği ifade etmemektedir ve çeşitli şekillerde gerçekleşebilir. Birbirinden farklı birtakım özellikleri bulunan göçleri etkileyen faktörlerde de değişiklik gözlemlenir. Bu kapsamda beyin göçü de gönüllü göç kategorisinde yer alır çünkü insanlar zorunluluktan dolayı değil, daha iyi eğitim alabilmek veya hak ve özgürlüklerin korunması gibi hayat koşullarının daha iyi olduğu gelişmiş ülkelerde yaşama arzusu içindedir.

Bununla beraber beyin göçünü üç farklı seviyede incelemek mümkündür. Bunlardan ilki coğrafi beyin göçüdür. İyi eğitimli ve yetenekli bireylerin bir bölgeden diğerine olan akışını ifade eder. İkincisi, kuruluşsal ya da örgütsel beyin göçüdür ve burada özellikle bir kuruluşta çalışan kalifiye ve kabiliyetli çalışanların bulundukları şirketten toplu olarak çıkmasını belirtir. Çalışanlar genellikle ya daha iyi bir şirkette çalışmak amacıyla ya da mevcut şirketteki çalışma koşullarının kötülüğünden dolayı beyin göçü eylemini gerçekleştirirler. Üçüncü ve son olanı endüstriyeldir. Vasıflı çalışanların bir kurum ya da şirket gibi küçük bir birimden ayrılmasının aksine tüm endüstriyi terk etmesi durumunda bu tür bir beyin göçü ortaya çıkmaktadır.

Beyin göçünün sebepleri nelerdir?

Hakkında birçok çalışma ve araştırma yapılan konulardan birisi de beyin göçünün nedenleri üzerinedir. Yaşamın hemen her alanında rekabetin zirve noktasını yaşadığı günümüzde, gelişmiş ülkeler için nitelikli bireye duyulan ihtiyaç daha da önem kazanmıştır. Bu durum da, bu ülkelere olan talebin giderek artmasına sebep olmuştur. Artan talebin altında yatan temel sebepler ise beyin göçü sebepleri olarak karşımıza çıkmaktadır, böylece çekici sebepler ve itici sebepler olarak iki farklı kategoriye ayrılmaktadırlar. Her ne kadar böyle bir ayrım yapılsa da beyin göçünün altında daha çok ekonomik nedenler yatmaktadır. Bunları detaylandıracak olursak;

  • Çekici sebepler; adından da anlaşılacağı üzere beyin göçünü çekici kılan unsurlardan oluşmaktadır. Bunun altında yatan asıl sebepler kendi arasında çeşitlilik göstermektedir. Daha kaliteli bir hayat beklentisi, yüksek maaşa kavuşma arzusu, ekonomik anlamda refaha ulaşma, araştırma koşullarının daha gelişmiş olacağının beklentisi ve yabancı eğitim alma imkânı gibi unsurlar beyin göçünün çekici nedenlerini oluşturmaktadır.
  • İtici sebepleri ise; bireyleri gelişmemiş ülkeden gelişmiş olana iten ana unsurlar olarak düşünebiliriz. Bunlar arasında ekonomi politikalarındaki yanlışlar, yüksek işsizlik oranı olması, vergilerdeki sürekli artış, kalifiye ve nitelikli çalışanın değerinin bilinememesi, ülke maaşlarındaki çeşitli sorunlarla birlikte düşük ücretler ile çalıştırılmak, nitelikli yöneticilerin çok az olması ve gelecek kaygısı gibi nedenler örnek olarak gösterilebilir.

Bir ülkede bilime, sanata ve teknolojiye gerekli önemin verilmemesi, geleceğe yönelik yapılan araştırmaların, projelerin ve girişimlerin yeterince desteklenmemesi de beyin göçüne yol açan diğer önemli sebeplerdendir. Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar, fırsat eşitliğinin olmaması ve özellikle akademik anlamda ilerleyip gelişmenin önüne çeşitli engeller çıkarılması da beyin göçünün eğitimsel anlamdaki sebeplerindendir.

Türkiye’de Beyin Göçü ve Nedenleri

Türkiye söz konusu olduğunda ülkemizde beyin göçü başlı başına temel sorunlardan biri olarak görülmektedir. Türkiye, uzun yıllardır başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelere zaten göçler vermekteydi fakat son yıllarda beyin göçündeki, özellikle genç yaş grubu arasında, yaşanan inanılmaz artış konunun önemini gözler önüne sermektedir. Bu durumun ülkemize getirdiği birçok dezavantajının olduğu da bir gerçek ve önüne geçilmediğinde Türkiye beyin göçü konusunda uzun vadede çeşitli sıkıntılar yaşamaya devam edecek gibi gözükmektedir.

Beyin göçü yapan Türklere baktığımızda gittikleri ülkelerde büyük başarılara imza attıklarını görmekteyiz. Kimisi bilimsel anlamda insanlığa katkılar sunarken kimisi de çalışmaları ile önemli ödüllere layık görülmektedir. Burada aklımıza neden bu değerlerin ülkemizde gelişemediği sorusu gelmektedir. Bu konuda tek bir nedenden veya cevaptan bahsetmek doğru olmayacaktır. Sosyo-ekonomik anlamda çeşitli nedenler ülkemizdeki beyin göçünün oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Yurt dışına giden kişileri dinlediğimizde ya da oranlarına baktığımızda, beyin göçünde bireysel özgürlükler ve ideolojik nedenlerin yanında ekonomik temelli sebepler de dikkati çekmektedir. Bugün, iş hayatında kazanılmak istenen pozisyonlarda büyük bir yarış hali var ve piyasalar yetişmiş çalışan sayısını karşılayamamaktadır. Halkın zihninde oluşan ne kadar iyi eğitim almış olsam da ve kendimi geliştirip donanımlı bir birey haline gelsem de yine istediğim işi yapamayacağım korkusu ve genç yaşlardan itibaren başlayan maddi ve sosyal anlamdaki gelecek kaygıları, görünen en belirgin ekonomik nedenlerdendir.

Gidilmek istenen ülkenin cazip gelen yaşam şartları da eklenince vasıflı bireylerin hemen ilk hedeflerinden biri yurt dışına göç etmek olmaktadır. Buna ek olarak ülkemizde siyasetin ve siyasi olayların yaşamımızda baskın olmasından dolayı, ideolojik anlamda aradığını yurt dışında bulan bireyler de bu sebeple beyin göçünü gerçekleştirmektedir.

Beyin göçünün ülke gelişimi üzerindeki etkileri nelerdir?

Beyin göçünün ülke gelişimi üzerindeki etkilerinden bahsedecek olursak bunun için konuyu iki aşamada incelememiz gerekmektedir. İlk olarak beyin göçü veren ülkeler açısından değerlendirelim. Bu tarz ülkelerde imkânlar zaten ya çok kötüdür ya da yeterli değildir ve üstüne bir de nitelikli insan sayısının yıldan yıla ülkeyi terk etmesi durumu iyice zorlaştırmaktadır. Böyle bir ortamda duruma müdahale edilmediği takdirde ülke gelişimi pek çok yönden olumsuz etkilenecektir. Ülkeyi geliştirebilecek ve kalkındırabilecek potansiyel nitelikli insan sermayesini kaybetmek bu ülkeler için çok büyük kayıptır.

Diğer yönden, yani beyin göçü alan ülkeler açısından, incelediğimizde bu durum tam tersine işlemektedir. Başka herhangi bir ülkenin donanımlı bireylerini ülkesine çekmeyi başaran bu gelişmiş ülkeler çeşitli avantajları da elde etmektedir. En başta bu bireyler aradıkları imkanları bularak ve hak ettikleri değerleri görmekte, bu motivasyon ile araştırma ve çalışmalar yaparak geldikleri ülkenin gelişimine akademik anlamda katkılar sunmakta, iş yaşamında yetenekli olanlar ise ekonomik yönden başarılar göstermektedir. Bu da beraberinde var olan kalkınmayı hızlandırarak bilim ve sanat gibi hemen her alanda ilerlemeler kaydedilmesine sebep olmaktadır.

Tersine beyin göçü nedir?

Klasik anlamda beyin kazanımı olarak adlandırabileceğimiz tersine beyin göçü, başarılı ve nitelikli bireylerin geçmiş zamanda ayrıldıkları ülkelerine tekrar dönüş yapmaları ve bununla birlikte çalışmalarına burada devam ederek ülkelerine bilgi ve sermaye sağlamaları olarak tanımlanabilir. Tersine beyin göçü ile birlikte sermaye kaybını tekrar kazanmak esas amaçtır da denilebilir.

Tersine beyin göçünün gerçekleşebilmesi için, bireylerin göç etikleri zaman elde ettikleri kazanımlarının göç etmeden öncekine oranla daha yüksek olması ise büyük bir gerekliliktir. Tersine beyin göçünün yaygınlaşmasında, göç veren ülkenin yaşam standartlarındaki artış önemli bir rol oynamaktadır. Ekonomik veya sosyal durumun arttığı bir ülkede göçmenlerin geri dönmesi daha muhtemeldir. Bu sebeple, birçok gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeler kısıtlı kaynaklarını kullanarak beyin göçü nasıl engellenir konusunda tersine beyin göçü politikaları uygulamaktadırlar.

Ülkemize baktığımızda, tersine beyin göçü politikaları bizde de Meclis’in ve liderlerin gündeminde yer işgal etmektedir çünkü Türkiye son yıllarda eğitimli ve genç nüfusunun çoğunu beyin göçü ile birlikte kaybetmektedir. Özellikle 25-29 yaş aralığındaki nitelikli bireylerin büyük bir çoğunluğunun ülkeden gitmesi, Türkiye için ciddi bir problem olarak sürmektedir.

En Çok Beyin Göçü Alan Ülkeler

Dünya geneline baktığımızda beyin göçü sorunu sadece bize özgü değildir, hemen hemen bütün ülkelerin gündeminde yer almaktadır. Bilimsel, teknolojik ve akademik anlamda fırsatlarını değerlendirerek gelişen ve istihdam oranı en yüksek ülkeler, beyin göçü alan ülkeler olarak adlandırılmaktadır.

Şimdi gelin bunlardan birkaç tanesini örneklendirelim.

  1. Norveç: Oldukça geniş iş olanaklarına sahip olan Norveç, düşük işsizlik oranı ile birlikte kişi başına düşen milli gelirinin yüksekliği açısından değerlendirildiğinde en çok beyin göçü alan ülkelerin başında ilk sırada yer almaktadır. Dünya üzerinde hemen herkesin yaşamayı istediği gözde ülkelerden biri olan Norveç’te sosyal hakların korunması ve iş ücretlerindeki yükseklik de yine beyin göçü almasında en önemli etkenlerden sayılmaktadır.
  2. İsveç: Yüksek refah seviyesi ve eğitim alanındaki gelişmiş olanakları sayesinde İsveç de listeye ikinci sıradan giriş yaparak nitelikli ve kendini yetiştirmiş bireylerin ilgisini uzun yıllardır çekmektedir. İsveç başta eğitim, bilim ve endüstri olmak üzere çeşitli alanlarda yapılan proje ve araştırma geliştirme çalışmalarına verdiği desteklerle adından söz ettirmektedir.
  3. ABD: Bugün iş hayatında çalışma koşulları en iyi olan ülkelerden biri olan ABD için, beyin göçü vasıtasıyla nitelikli bireyleri ülkesine çekmek belki de en önemli ve gerekli politikalarının başında gelmektedir. Çeşitli ülkelerden her yıl sayısız başarılı öğrenciyi ya da alanında uzmanı ülkesine değer olarak katmayı başarmakta bu da ülkenin ekonomi ve bilim anlamında gelişimine doğrudan etki etmektedir. ABD’nin en fazla beyin göçü alan ülkelerin içinde olmasında eşit çalışma koşulları, işsizlik oranındaki düşüklük ve buna ek olarak birçok akademik çalışmada bireylere sunduğu çalışma ve burs olanakları önemli bir rol oynamaktadır.
  4. Kanada: Hayat standartlarının gelişmiş olduğu refah seviyesi yüksek diğer ülkeler gibi Kanada da her yıl binlerce insanı ülkesine çekmeyi başararak ABD’ye alternatif en çok beyin göçü alan ülkelerden biridir. Türkiye’den sayısız nitelikli ve kalifiye kişilerin beyin göçü tercihlerinde Kanada’nın başta geldiği de bir gerçektir. Kanada’nın böylesine fazla göç almasında etkili olan en önemli özelliği ise farklı kültürlere kucak açarak onları bünyesinde barındırmadaki başarısıdır.
  5. Avustralya: Yukarıda saydığımız ülkeler gibi Avustralya da benzer gelişmiş yaşam imkânları ile beyin göçü için en çok tercih edilen ülkelerin arasında bulunmaktadır. Ekonomisi güçlüdür, işsizlik azdır ve ülkeye gelen göçmenlere iyi şartlar sunmaktadır. 

Bu ülkelere ek olarak Almanya, İsviçre ve İngiltere de yine beyin göçü alan ülkeler olarak önemli avantajlar elde etmektedir.

En Çok Beyin Göçü Veren Ülkeler

Bilim, teknoloji ve endüstri gibi temel alanlarda henüz kendini geliştirememiş, nitelikli bireylerinin ve bilim insanlarının çalışmalarını destekleyemeyen ülkeler, en çok beyin göçü verenler olarak nitelendirilmektedir. Bunların başında Hindistan’ı örnek gösterebiliriz. Bildiğiniz gibi Hindistan’dan, özellikle ABD’ye birçok öğrenci ya da mühendis gibi, alanında uzman oldukça yetenekli insanlar göç etmektedir; bu da ABD’deki yazılım ve bilişim alanlarındaki çalışmaların sayısının ve niteliğinin artmasına neden olurken Hindistan’ın bunlarda daha da gerilemesine yol açmaktadır. Bu sebeple son yıllarda ülke için tersine göç politikaları uygulanmaya çalışılmakta, göçmenlere ülkelerine dönerek çalışmalarına orada devam etmeleri konusunda çağrılar yapılmaktadır.

Kalabalık nüfusu ile öne çıkan Çin için de beyin göçü bir sorun haline gelmiş durumdadır. Dünyanın hemen her yerine göç eden gençleri geri döndürmek için çeşitli yatırımlarla teknolojik merkezler kuran Çin de en çok beyin göçü veren ülkeler içinde yer almaktadır.

Bunlara ek olarak İsrail de beyin göçü konusunda başı dertte olan ülkelerdendi. Son yıllarda inovasyon ve girişimcilik konularındaki destekleri ile beyin göçünün ve başarılı insanları kaybetmenin önüne geçmeye çalışmaktadır. Türkiye ise 32 ülke arasında en çok beyin göçü veren 24’üncü ülke olarak riskli bir konumda yer almaktadır.

Beyin Göçü ile İlgili Örnekler

İnsanlık tarihi boyunca göç, örnekleriyle ve çağlara olan etkisiyle en önemli konuların başında gelmiştir ve aynı şekilde tarihte ve günümüzde pek çok önemli beyin göçü örnekleri de bulunmaktadır. İkinci Dünya Savaşı başlamadan önce pek çok bilim insanının Almanya’dan ABD’ye beyin göçü yapması bunların arasında Einstein gibi çok başarılı insanların da yer alması bunun örneklerinden biridir. Yine aynı şekilde İstanbul’un fethi sırasında çoğu yabancı kökenli bilim insanı ve düşünür Osmanlı Devleti'nden Avrupa’ya göç etmiş, Avrupa’nın bilimde ilerlemesine katkıda bulunmuşlardır. Türkiye için de günümüz şartlarında oldukça zeki ve yetenekli bireyler yurt dışında yaptıkları çalışmalar ve kazandıkları ödüller ile adından söz ettirmektedirler. Bunlara en iyi örnekler; Gazi Yaşargil, Aziz Sancar, Uğur Şahin ve Özlem Türeci gösterilmektedir.

En iyi yeteneklerin kariyer platformu toptalent.co'ya üye ol, Türkiye'nin ve dünyanın en iyi şirketlerinin iş, staj ve kariyer fırsatlarını keşfet.